Ali Ekber YILDIRIM
TARIM DÜNYASINDAN
Zeytin sahalarının madencilik faaliyetlerine açılması bir kez daha gündemde. Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) iktidara geldiği 2002’den bu yana zeytin sahalarının imara, madencilik, sanayi faaliyetlerine açılması için tam 9 kez yasa, yönetmelik değişikliği gündeme getirdi. Bu değişiklikler ya Türkiye Büyük Millet Meclisi’nden ya da yargıdan geri döndü.
Son olarak Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı tarafından hazırlanan ve 1 Mart 2022 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan “Maden Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik” ile maden sahalarına denk gelen zeytinlik alanların madencilik faaliyetinin yapılabilmesi için taşınması veya zeytin ağaçlarının kesilmesi, madencilik faaliyeti tamamlandıktan sonra alanın rehabilite edilmesi öngörülüyor.
Türkiye’nin 1939 yılında kabul edilen bir Zeytincilik Yasası var. 26/1/1939 tarih ve 3573 sayılı Zeytinciliğin Islahı ve Yabanilerinin Aşılattırılması Hakkında Kanun. Kısacası Zeytincilik Yasası olarak bilinen bu yasanın 20. maddesinde “zeytinlik alanlar ve bu alana 3 kilometre mesafede zeytinyağı fabrikası hariç tesis yapılamaz” hükmü var. Madencilik Yönetmeliği’ne bir fıkra eklenerek bu yasa değiştirilmek isteniyor. Bu yasaya aykırı bir düzenlemedir. Yönetmelikle yasa hükmünü değiştiremezsiniz. Bu nedenle yapılan bu düzenleme de yargıdan dönecektir.
Enerji Bakanlığı ne yapmak istiyor?
“Zeytinciliğin idam fermanı” olarak adlandırılan, zeytinlik alanlarda madencilik faaliyetlerine izin veren düzenleme Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı tarafından hazırlandı.
Madencilik Yönetmeliği’nin 115’inci maddesine eklenen fıkra ile yapılmak istenen nedir?
1- Öncelikle, bu günlerde çok tartışılan elektrik zamları, enerjide dışa bağımlılık gerekçe gösterilerek zeytinlikleri yok etme pahasına kömür madenlerinin çıkarılarak elektrik üretiminde kullanılacağı ifade ediliyor. Bu “kamu yararı” olarak sunuluyor. İklim krizine neden olan fosil yakıtların terk edildiği bir dönemde üstelik binlerce yıldır yetiştirilen zeytin ağaçları yok edilerek madencilik faaliyetleri yürütülmek isteniyor. Bugün kömür madenleri yarın başka madenler, tesisler, rant amaçlı faaliyetler sonucunda bir bakmışsınız ülke zeytinciliği yok edilmiş. Binlerce yıldır insanları besleyen zeytincilikte kamu yararı yok, belli bir rezervle sınırlı ve belli şirketlere çıkar sağlayan kömür madenlerinde kamu yararı var öyle mi?
Zeytin ve zeytin üreticisi madenciye teslim ediliyor
2- Yönetmeliğe eklenen fıkra da şöyle deniliyor: “Ülkenin elektrik ihtiyacını karşılamak üzere yürütülen madencilik faaliyetlerinin tapuda zeytinlik olarak kayıtlı olan alanlara denk gelmesi ve faaliyetlerin başka alanlarda yürütülmesinin mümkün olmaması durumunda madencilik faaliyeti yürütecek kişinin faaliyetlerin bitiminde sahayı rehabilite ederek eski hale getireceğini taahhüt etmesi şartıyla Genel Müdürlük tarafından belirlenen çalışma takvimi içerisinde zeytin sahasının madencilik faaliyeti yürütülecek kısmının taşınmasına, sahada madencilik faaliyetleri yürütülmesine ve bu faaliyetlere ilişkin geçici tesisler inşa edilmesine kamu yararı dikkate alınarak Bakanlıkça izin verilebilir. ”
Diyelim ki Manisa Soma’da zeytinliğiniz var. Sizin üzerinize tapulu. Zeytinliğin altında da kömür madeni var. Madeni çıkarmak isteyen kişi, şirket bakanlıktan izin alarak sizin tapulu zeytinliğinize girerek kömür madeni çıkarabilecek. Bunun için zeytin ağaçlarınızı sökecek ve başka bir yere taşıyacak. Nereye taşınacağı belli değil. Taşınacak yer yoksa ağaçlar kesilecek. Madencilik faaliyeti bittikten sonra yani kömür rezervi çıkarıldıktan sonra madeni çıkaran şirket, kişi o alana zeytin dikecek, rehabilite edecek. Bu ne kadar sürecek o da belli değil. Türkiye’de zeytini, ağacı gereksiz gören, insanların yaşamını hiçe sayan vahşi madencilik anlayışı ile bu alanların yeniden zeytinlik olarak rehabilite edileceğini düşünmek saflık olur.
Zeytin ağaçları kesildikten sonra ne olacak?
3- Yine aynı fıkrada “zeytin sahasının taşınmasının mümkün olmadığı durumlarda sahada madencilik faaliyetleri yürütülmesine ve bu faaliyetlere ilişkin geçici tesisler inşa edilmesine kamu yararı dikkate alınarak Bakanlıkça izin verilebilmesi için madencilik faaliyeti yürütecek kişinin madencilik faaliyetleri bitiminde sahayı rehabilite ederek eski hale getireceğini ve Tarım ve Orman Bakanlığınca uygun görülecek alanda dikim normlarına uygun, faaliyet yürütülecek saha ile eşdeğer büyüklükte zeytin bahçesi tesis edeceğini taahhüt etmesi zorunludur.” deniliyor.
Üstü zeytin altı maden olan sahada zeytin ağaçlarını taşıyacak yer olmazsa, bu zeytinler kesilecek. Madencilik faaliyetini yürütecek kişi veya şirket Tarım Bakanlığı’nın göstereceği sahada dikim normlarına uygun ve sizin zeytinliğiniz kadar bir alanda zeytin bahçesi tesis edecek. Sizin zeytinleriniz diyelim ki 20-30 yıllık veya asırlık ağaçlar. Ürün alıyorsunuz. Yeni dikilecek ağaçlardan ürün almak için en az 5 yıl geçmesi gerekiyor. Neresinden baksanız ağaca, üretene zulümden başka bir işe yaramayacak. Amaç zeytin ağacını veya üreticiyi korumak değil, maden şirketini korumak.
Devlet sorumluluk almıyor
4- “Bu fıkra kapsamında zeytin sahasının taşınmasına ilişkin tüm masraflardan ve zeytin sahasının taşınmasından kaynaklanan tüm taleplerden madencilik faaliyeti yürütmesi yönünde lehine karar verilen kişi sorumludur.”
Maden sahasının denk geldiği zeytinlerin kesilmesi, taşınması, yeni bahçe tesisi ve diğer tüm işlemlerden madencilik şirketi veya madeni işletecek kişi sorumlu olacak. Yani devlet sorumluluk kabul etmiyor. Zeytin alanları, zeytin üreticileri madencinin insafına bırakılıyor.
Enerji bakanlığı karar verecek, Tarım Bakanlığı seyredecek
5- Zeytin sahasının taşınmasına ilişkin usul ve esaslar Tarım ve Orman Bakanlığının uygun görüşü alınarak Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı tarafından, zeytin bahçesi tesis edilmesine ilişkin usul ve esaslar Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından belirlenecek.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı zeytincilik sahaları ile ilgili karar veren bir kurum haline getiriliyor. Tarım ve Orman Bakanlığı’nın görevi zeytinciliği korumak, zeytin üretimini artırmak. Ancak, bu fıkra ile zeytinciliğin yok edilmesine aracılık yapan bir bakanlık haline geliyor.
Zeytincilik Yasası 9 kez değiştirilmek istendi
AK Parti iktidara geldikten sonra zeytincilik yasasını değiştirmeye yönelik ilk çalışmayı 2003 yılında, yani iktidara geldikten çok kısa bir süre sonra gündeme getirdi. Daha sonra 17 Ocak 2006’da, 15 Temmuz 2008’de, 3 Temmuz 2009’da, 21 Nisan 2010’da, 20 Şubat 2013’te, 16 Haziran 2014’te, 17 Mayıs 2017’de ve 1 Mart 2022’de olmak üzere bu güne kadar tam 9 kez zeytin sahaları ile ilgili yasal düzenleme girişiminde bulundu.
Bugüne kadar bu düzenlemelerin 8’i ya yargıdan döndü veya Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde duyarlı milletvekillerinin çabası ve desteği ile reddedildi, geri püskürtüldü. Bunda zeytincilik sektörünün üretici, sanayici, ihracatçı, sivil toplum kuruluşlarıyla tek vücut karşı çıkmasının çok büyük rolü var. Sektörün birlikteliği, kamuoyunun desteği ile bir kez daha zeytinlikleri koruyacak, binlerce yıllık zeytincilik kültürünü, zeytin ağaçlarını geleceğe taşıyacak bir mücadelenin sonuç vereceğine ve bu yönetmelik değişikliğinin de geri püskürtüleceğine inanıyoruz.
Özetle, zeytinlerimiz bir kez daha tehdit altında. Adalet ve Kalkınma Partisi 2004 yılında bir seferberlikle başlattığı ve dikilmesini sağladığı milyonlarca zeytin ağacı da dahil zeytinleri yok etmeye çalışıyor. Kimse enerji ihtiyacı, kamu yararı,”kesilen zeytin ağacından daha fazla zeytin dikilecek” yalanı arkasına sığınmasın. Yerin üstündeki zeytin ağacı, yerin altındaki madenden daha değerlidir.