IMF UYGULAMALARI
IMF, Türkiye’ye Madde IV Görüşmeleri kapsamındaki istişare ziyaretinin ardından bir açıklama (sonuç notları/concluding remarks/özet değerlendirme) yayınladı.* Yayınlanan açıklamada, “Mali piyasalarındaki mevcut sakinliğin kırılganlık içerdiği; mevcut rezervlerin yetersiz; özel sektörün döviz borcu ve dış finansman ihtiyacının yüksek olduğu” vurgulandı.
Ancak ülkemizde son bir haftadır “IMF’yi kimin çağırdığı”, “muhalefetle görüşmelerinin gizliliği” gibi ayrıntıların tartışılması, asıl önemli konu olan IMF’in Türkiye ile ilgili “sonuç notlarını” geri plâna atmış ve gündemden kaçırmış oldu.
Keza, 27 Eylül’de IMF İletişim Direktörü tarafından yapılan basın açıklamasında da Türkiye, Arjantin ve Meksika ile birlikte gündeme gelmiş, IMF heyetinin bulguları burada da tekrarlanmıştır.**
MADDE IV GÖRÜŞMELERİ NEDİR?
Madde IV Görüşmeleri, adını IMF Ana Sözleşmesi’nin 4’üncü maddesinden almaktadır. Bu görüşmelerin amacı, anılan madde uyarınca tüm üye devletlerin her yıl gerçekleştirmesi gereken bir “konsültasyon mekanizmasının” uygulanmasıdır.
IMF heyetinin “Article 4 Consultation Report” olarak adlandırılan ayrıntılı raporu, IMF İcra Direktörleri Kurulu’nda görüşülüp onaylandıktan sonra yayınlanmaktadır. Onay sürecinin zaman alması nedeniyle, IMF heyeti konsültasyon çalışmalarını bitirdiğinde, Hazine’ye bir özet değerlendirme raporu bırakmaktadır. İşte, 23 Eylül tarihini taşıyan dört sayfalık “sonuç notları/özet değerlendirme” nin anlamı budur.
IMF DEĞERLENDİRMESİNİN İÇERİĞİ
Söz konusu “özet değerlendirme”nin başlangıcında Hükümetin, IMF’nin 2001 krizinden sonra önerdiği politikaları sürdürdüğü için Türkiye ekonomisinin büyüdüğü söylenmektedir. Fakat daha sonra AKP’nin reformlardan vazgeçtiği ve Türkiye’nin ağırlıklı olarak dış borçlanma ve buna bağlı talep artışıyla büyümeye devam ettiği vurgulanmaktadır. Ancak sürdürülebilir olmayan bu politikanın gelişmekte olan ülkelere fon akımlarının durması ve artan jeopolitik risklerle birlikte ülke ekonomisini krize sürüklediği belirtilmektedir.
Türkiye’de konsültasyon çalışmalarını bitiren IMF heyeti yetkililerinin bıraktıkları “sonuç notları”nda ele alınan konular, bulgular ve öneriler aşağıda özetlenmeye çalışılmıştır.
MEVCUT EKONOMİK DURUM
Çalışma notunun en toparlayıcı cümlesi, “En kritik mesele ve ekonomi yönetimini en çok zorlayacak şey, kısa vadeli büyüme endişesini bir kenara bırakıp, orta vadede daha güçlü, daha dayanıklı bir büyüme sağlayabilmek” olarak yazıya dökülmüştür.
Notlarda yer alan bulguları aşağıdaki başlıklarda toplayabiliriz:
Türkiye’nin büyüme ortalaması yüksek olmakla birlikte bu büyüme, artan oranda dış borca dayalı bir şekilde finanse edilmiştir. Bu durum 2018 yılında TL’nin hızlı değer kaybına ve sonuçta resesyona/durgunluğa yol açmıştır.
2019 yılının ilk yarısındaki genişleyici maliye politikası ve kamu bankalarının kredilendirme faaliyetleri ekonomik toparlanmasının önünü açmıştır. IMF heyetinin 2019 Türkiye büyüme tahmini yüzde 0,25’tir. (IMF’nin Dünya Ekonomik Görümü Nisan 2019 Raporu’nda öngörülen büyüme yüzde – 2,5 idi.)