CORONA VİRÜSE MEKTUP
İLERİ YAŞLARA MUSALLAT OLUYORMUŞSUN YA!
Onları iyi tanı
50’li yıllarda Demokrat Parti’yleHayata gözlerini açanlar.Tahta beşiklerde ninnilerle uyuyup,60 ihtilâlinin ayak sesleriyle uyananlar.Çocukluğunu bu kargaşayla geçirip,68 ‘de 18 yaşın heyecanıyla68 kuşağının çilesini çekenler.Bu hikâye sizin.
Bizim o yıllarda çocukluğumuzHep sıkıntılarla geçmedi.Biz nedense ergenliğe geç girdik.Çocukluğumuzu uzun yaşadık.Bizim oyun alanlarımız çoktu.Yemyeşil çayırlarda,bahçelerdeEvimiz kadar güvenli sokağımızdaÇeşit çeşit oyunlar oynardık.
Biz küçük şeylerden mutlu olmasını iyi bilirdik.Uzun kış gecelerinde içilen semaver çaylarıyla,Aile toplantılarının sıcaklığını hep hissettik.O yıllarda komşuluk bağlarımızda güçlüydü.“Bir maniniz yoksa akşam ANNEMLER size gelecek”.Sözü bizi çok mutlu ederdi.
Karanlık günlerde önlüklerimiz karaydı ama,Karanlıkları aydınlatan beyaz yakalarımız gibiUmutlarımız,mutlu günlerimiz de vardı.Kitaplarımızı,defterlerimizi itinayla kaplardık.Tahtadan,telden,ağaçtan oyuncaklar yapardık.Yaratıcı, yetenekli ,paylaşımcı ÇOCUKLARDIK.
Biz,yuvarlak,köşeli kurşun kalemlerimizleDüz,eğik,süslü italikokunaklı yazılar yazardık.Biz halk kütüphanelerine ,Halk Evlerine giderdik.Ne omuza asmalı deri,renkli çantalarımızNe 0,5 uçlarımız,ne kokulu silgilerimiz vardı.
Tahta sıralı,varil sobalı sınıflarımızdaKara tahta başı heyecanlar yaşardık.Nohutlu,fasulyeli matematik derslerimiz.Cin Ali serisi okuma saatlerimizAndımız,Gençlik Marşımız,Cumhuriyet şiirlerimizSapanla kuş avımız,derede yüzme yarışlarımızÖmer Seyfettin ,Dede Korkut hikayeleriKafdağı arkasına uzanan masallarımız.Battalgazi,Köroğlu DestanlarıUzun kış gecelerinde uyuklayarak dinlediğimizBabaların,Dedelerin askerlik anıları.
Amerikan yardımı süt tozundan hazırlanmışBeslenme saatlerimizi unutmak mümkün mü?Ya sabahları üzerine ”tereyağı” sürülmüşTaze yumurtalı,pekmezli sabah kahvaltılarımız.Tarhana Çorbası’nın lezzetini nasıl unuturuz?Pazar sabahları sıcak ekmek kuyruğunda Buharı kokusuna karışmış pidelerden,somunlardanElimiz yana yana yediğimiz lokmalar…
Bizim Amerika’dan ithâl herkesin okuduğu:TeksasTommiks’imiz Zagor’umuz da vardı.Hayat,Ses Mecmuaları,Hürriyet’in ilâveleri Radyoda Enosis-Makarios,Vietnam haberleriArkası Yarınlarımız, Liselerarası bilgi yarışmaları,Bizimkiler,Kaynanalar,Radyo TiyatrolarımızErkan Yolaç’la Evet-Hayır yarışmalarımızOrhan Boran’ımızla Yuki’miz.Hayatımızın bir parçasıydı.
Soğuk kış günlerinde,buzlu yollardaTahta okul çantalarımızı kızak yapar kayardık.Bizim mahalle bakkalımız Haydar Amca’mızYolunu hasretle beklediğimiz postacımızBekci Hasan’ımız,kasabımız,manavımızAile fertlerinden biri sayılırdı.
Lâstik ayakkabıdan naylon ayakkabıyaBez toplardan naylon toplaraBatarya pilli radyodan ağır,iri,sandukalıDântel örtülüSiyah-beyaz televizyona biz kavuştuk.Gazocağından ”Aygaz”lı ocaklara biz geçtik.”Vita” yağı tenekelerinden su kapları yapardık.
60’lı sıkıntılı yılların sonundaAmerika Apollo 11’i Ay’a gönderirkenBizim ilk yerli otomobilimiz Anadol’umuzArkasından 124 Hacı Murat’ımızO yıllarda bizim ne emniyet kemerimizNe otomatik klimamız,Cd çalarımızNe uzaktan kumandamız ,ne oto alârmımızNe hava yastığımız ,ne otoyollarımız vardı
Çatılarda daha iyi görüntü için!. ölüm tehlikesiyleAntenleri biz çevirirdik.Gurundik,Şaplorenz Philips Marka asker bavulu televizyonlardaKarlı ,silik,bulanık görüntülerden oluşanYerli diziler bizi mutlu ederdi.
Arnavut kaldırımlarındaki oyunlarımızGece muhabbetlerimiz,cambazlı panayırlarTopacımız, ( tendürük )misketimiz,uçurtmamız,Gizlice içtiğimiz,birinci,bafra,gelincik Yaka sigaraları.Pamuk Şeker,Horoz şeker,Şeker Elma,
Kâğıt helvalarımız Uzuneşek,Birdirbir,Saklanbaç,Komen,Elim sendeoyunlarımız.
Hayatımıza renk katan, bayramlarımız.Biriktirdiğimiz bayram harçlıklarıyla gittiğimizDönme dolap,atlı karınca,LangırtBeş atış yirmibeşçadır tiyatrosu.
İstop,dokuztaş,mendil kapmacaGazoz kapağı,sigara kutusu,bilye,düğmelerle ( kopça )Yaratılmış bir oyun dünyamız vardıYakan Top,seksek,çelik-çomak oyunları.Okulda Yerli Malı HaftalarımızEvde tasarrufa teşvik edici kumbaralarımızAda’ya barışı götüren Kıbrıs Harekâtı’mız Sokakta şeker,yağ,benzin kuyrukları.
Postahaneden yazdırmalı telefonlarımızPötükareli, muşamba kaplı odalarımızKestane pişirdiğimiz Kuzine sobalarımızMutfaklarımızda Tel DolaplarımızDuvarında günlük ”Saatli Marif” takvimimizSamimi,sıcak aile toplantılarımızAt arabası,Hamal arabası,süslü faytonlarımızAustin,Magirüs,Ford OpelChevrolet markaBagajı üstünde şehirler arası otobüslerimiz.
Futbol sahalarında Lefter’li,Metin Oktay’lıŞenol, Birol’luKadri’liSanlı’lıKedi kaleci Varol Ürkmez’liCan Bartu’luSabri Dino’luCemil Turan’lı Metin Kurt,Metin, Ali Feyyaz’lıUnutulmaz derbi maçları.
Sinemalarda John Wayne’lıClint Eastwood’luUnutulmaz kovboy filmlerimizBeyaz Perdede Ayhan Işık,Belgin Doruk,Kötü Adam Ahmet Tarık TekçeGösel Arsoy,Filiz Akın,Fatma GirikEdiz HUN,Yılmaz Güney.
Müzeyyen Senar,Behiye Aksoy,Emel Sayın,Zeki Müren,Erkin Koray,Berkant,Erol Büyükburç,Barış Manco ile dünya turuAŞK dolu,duygu dolu,hüzünlü şarkılar.
70’li yıllarda muhtıralar,sağ-sol çatışmaları.Üniversitelerde KoministFaşist suçlamaları.Fabrikalarda DİSK-MİSK mücâdeleleri.Grevler,emeğin patronları,sendika ağaları.İdeolojilere kurban edilen zavallı işciler.Okullarda DevrimciÜlkücü kavgaları.Bölünmüş Öğretmenler,taraflı polisler.Ülkesine sahip çıkanlarBu arada yok olan gencecik fidanlarDenizler, Mahirler, Hüseyinler,Ulaşlar…Taylan’larBu öykü sizin.
Birbiri ardına devam eden cenaze törenleri .Romantizm ile terör arasına sıkışmışKayıp bir kuşağın çocuklarının savaşı .Kardeş kavgaları,siyasi cinayetler.Kurtarılmış bölgeler,okullar,mahallelerYakılan,yıkılan,boşaltılan köylerDenizMahirHüseyin’in idamlarıAkıl almaz işkencelere göğüs gerenler68 kuşağının özgürlük savaşcıları.Bu hikâye sizin.
Sonra DallasKöle IzauraYalan RüzgarıCosby AilesiUzay YoluTatlı CadıKüçük EvAmerikaAvrupaBerazilya dizileriBeatlesRolling StonesBoney-mAdamoAmerika,Avrupa hayranlığı derken,Hippiler,bitli turistler,ansızın girdi hayatımıza.Benliğimizi yavaş yavaş kaybetmeye başladık.Colaadidasbulujin,Rak-Rok-Pop merakıylaUnutuverdik kendi müziğimizi,öz değerlerimiziTürküleriBozlaklarıHalk Oyunlarını,Destanları,Hikâyelerimizi.
Sonra 80 de 12 eylül sabahı Hasan Mutlucan’la uyananlarTutuklananlar,göz altına alınanlarAkıl almaz işkencelere uğrayanlarBedenlerini,ruhlarını kaybedenlerYeni idamlara,haksızlıklara şahit olanlar.Gönülden yaralanıp gençliğini sürdürenler.
Bu öykü sizin.
Ulusal değerlere biz sahip çıktık.İstanbul’da Amerikalıları Dolmabahçe’den Biz denize döktük.Bağımsızlık sevdâlısı vatansever gençlerdik.ÖSS ‘yi bilmezdik ama,gece en son 23.00 deRadyodan puanları dinler erken davranmak için otobüslerle Geceden yola çıkardık.Eğitimin çilesini de biz çektik.Ülkesini ölesiye seven de bizdik.
Erkeklerde İspanyol paça pantolonlarGeniş gösterişli kravatlar,uzun saç ve favorilerSiyasi görüşe uygun,yukarı-aşağı,kalın bıyıklarDeri çizmeler,asker postalları,Parkalar,kalın kemerler,palaskalar,kalpaklarArka çepte ince dişli taraklar,yuvarlak aynalarGömlek çeplerinde gelincik,bafra sigaraları
Kızlarımızda lüle lüle saçlar,allıklar,küpelerHer genç kızın rüyası!..Zetina dikiş makinası reklâmlarıİnce belli mantolar,yüksek topuklu rugan ayakkabılarDöpiyesler,jarseler,koyu kırmızı rujlar,kalın kemerlerDoğal güzellikler,tabii kokular,masumâne bakışlar.Kınalı eller,ahh…ah o ince beller…
Biz anne-baba sözü de dinlerdik.Çoğumuz görücü usulü ile evlendik.Kim ne derse desin,Hâlâ devam eden çok mutlu evlilikler kurduk.Sevmesini de sevilmesini de iyi bilirdik.Leylâ’yı bilir,Mecnun’u anlardık.Bizim ne unutulmaz AŞKLARIMIZ vardı.Mevsim mevsim yaşadık duygularımızıŞarkılarda sever şarkılarda ayrılırdık.
Bizim mektuplarımız renkli kâğıtlara yazılmışKendi el yazımızla,göz yaşı dökülmüş,Aşk mektupları,asker mektuplarıGül kokulu,duygu dolu,gözyaşlarıyla ıslanmışİçinde bir tutam saç,bir küçük el izi,dudak izi taşıyan mektuplar…
Ahh…Biz neydik ne değildik.Romanlara konu hayatların sahibiydik.Biz o yıllarda iyi ki vardık.Bütün olumsuzluklara rağmenMutlu bir çocuk,sevdalı birer gençtik.Biz 2000’li yıllarda yine varız.Biz 60 ‘larda çocuk,biz 70’lerde gençtikBiz 80 ‘lerde ihtilâli,biz 90’larda ekonomik krizleriBir kez daha yaşayanlarız.
Şimdi teknolojik gelişmelerle dolu 21.Asrı yaşıyoruz.Kredi kartı,bilgisayar,internet,cep telefonuSüper market,mp 3 çalar,dizüstüler,plâzmalarArtık o kokulu,duygu dolu uzun mektuplar yokAŞKLAR yok oldu,duygular kısaldı,sembôl olduGençlerin iletilerinde ”nbr”, ”by”,“slm” kısaltmaları.Cep telefonlarında kısa mesaj çılgınlıkları.
Nerede meyvasını elimizle topladığımız ağaçlar?Korkusuzca oyunlar oynadığımız sokaklar…Nerede o sözünün eri yağız delikanlılar..?Vefalı dostluklar,ölesiye arkadaşlıklarNerede utangaç al yanaklı kızlar..?Saflık,doğallık,bağlılık nerde…?
Bu nedenle ÇOCUKLUĞUMU özlüyorum.El yapması oyuncaklarımı,Uçurtmamı,yaralı dizimi,ANNEMİN ninnisiniKâğıt helvayı,bakkalın sakızınıBahçedeki kiraz ağacını özlüyorum.
Ya şimdiki çocuklar!..çoğu internet başındalarFesfutlarda süper menülerle beslenerekBilmem hangi yabancı müziği indirip dinliyorlarCep telefonlarına,bilgisayarlarına sarılmışÇoğu kilolu,renkleri uçuk,dişleri bozukTeknoloji çağını yaşıyorlar.
Artık 20.asır gerilerde kaldı.Çocuktuk genç olduk,baba olduk,dede olduk.Ne bâdireler atlattık,yıkılmadık ayakta kaldık.Artık yaşadığımız kadar yaşayamayacağımızı,Bir bu kadar daha ömrümüzün olmadığını biliyoruz.Olsun iyiki o yılları gördük,o hayatları yaşadık.
Pişmanlık mı asla!..Sadece o doludizgin unutulmaz yıllarıÖzlüyoruz…Verseler aynı hayatları yeni baştanBüyük bir keyifle yaşamak isteriz.İşte!.. bu bizim hikâyemiz..
1950-2018 Coşkun DemirçelikEdebiyat Öğretmeni