SAĞLIĞINIZIN DÜŞMANI: YALNIZLIK
Yalnızlık her üç yetişkinden birinde görülüyor, beyne ve bağışıklık sistemine zarar veriyor ayrıca depresyona ve intihara yol açabiliyor. Yalnızlık her üç yetişkinden birini etkileyen genel bir durum. Bu rahatsızlık beyninize ve bağışıklık sisteminize zarar veriyor ayrıca depresyona ve intihara yol açabiliyor. Yalnızlık ayrıca erken ölüm riskini sigara içmek kadar artırabiliyor; hatta erken ölüm konusunda obeziteden daha tehlikeli. Yalnız hisseden kişiler diğerlerinin kolaylıkla başa çıktığı durumlarda daha fazla stresli hissediyor ve yeterince uyusalar dahi dinlenmiş hissetmiyorlar. Yalnızlık geçtiğimiz 30-40 yıl içinde daha da arttı.
NEDİR YALNIZLIK DENİLEN?
Yaşamımızın bir döneminde her birimiz kendimizi yalnız hissederiz. Bu sıralar bu konuya geniş yer veriliyor. Öyle ki İngiltere’de Yalnızlık Bakanlığı gibi bir kurum oluşturuldu. Bu elbette önemli ve birçok soruna yol açabilen bir konu. Ama yalnızlık konusunda birçok yanlış iddia veya mit söz konusudur. İşte onlardan beşi…
1) Yalnızlık insanın izole olmasıyla mı ilgili?
Yalnızlık hissi yalnız olmakla aynı anlama gelmez. Yalnızlık bir kopukluk hissidir. Etrafınızdaki hiç kimsenin sizi anlamadığı ve kurmak istediğiniz anlamlı ilişkilere sahip olmadığınız hissi. İzolasyon da bir faktör olabilir, ama tek etken değil. Kalabalıkta da kendinizi yalnız hissedebilirsiniz. Ya da kendi başınıza kalmak hoşunuza da gidebilir.
BBC’nin 2016’da yaptığı dinlenme ile ilgili bir testte, en popüler dinlendirici beş aktivitenin tamamı insanın kendi başına yaptığı etkinliklerdi.
2) Yalnızlık giderek yaygınlaşıyor mu?
Bazen yalnız kalmak isteriz. Ama bizi anlayan insanlarla zaman geçirmek istediğimizde bu seçenek yoksa işte yalnızlık o zaman kendisini hissettirir.
Yalnızlık konusundaki farkındalık artıyor, ancak bu kendisini yalnız hissedenlerin oranının birkaç yıl öncesine kıyasla arttığı anlamına gelmez.
1948’de Brunel Üniversitesi’nden Christina Victor’un yaptığı araştırmalara baktığımızda, yaşlıların kronik yalnızlık hissinin 70 yıldır yüzde 6-13 düzeyinde seyrettiğini görüyoruz.
Dünyada genel olarak nüfus arttığı için yalnız insanların sayısının da arttığı doğrudur. Ama oran olarak büyük bir değişiklik söz konusu değildir. Ayrıca yalnızlığın büyük bir üzüntü kaynağı olduğu da doğrudur.
3) Yalnızlık her zaman kötü müdür?
Yalnızlık acı verir. Ama bu genellikle geçicidir. Ayrıca tümüyle olumsuz bir duygu olarak görmemek gerekir. Yeni arkadaşlıklar kurma veya mevcut ilişkileri geliştirme yönünde bir uyarıcı olarak da görülebilir.
Sosyal nörolog John Cacioppo, insanda yalnızlık hissinin, başkalarıyla ilişkilerini koruma yönünde adım atması amacıyla geliştiğini savunuyor. Ona göre, yalnızlık hissi susamak gibidir. Susadığınızda su ararsınız. Kendinizi yalnız hissettiğinizde de başka insanlara yönelirsiniz.
İnsanlar binlerce yıl boyunca işbirliği halinde olan gruplarda güvenli bir yaşam sürdü. Bu nedenle yalnızlık hissi, insanı başkalarıyla ilişki kurmaya zorlayan bir hayatta kalma mekanizması olarak görülebilir.
Yalnızlık genellikle geçici bir duygu olsa da sürekli hale geldiğinde sonuçları ciddi olabilir. İnsanın genel durumunu ve uyku kalitesini olumsuz etkilediğini ve üzüntüye yol açtığını gösteren birçok veri bulunuyor.
Bu durum ayrıca insanı sosyalleşmekten alıkoyan, böylece kendini daha yalnız hissetmesine yol açan bir kısır döngüye de yol açabilir. Araştırmalar, kendisini yalnız hisseden birinin bir yıl sonra depresyon belirtileri gösterme riskinin arttığını ortaya koyuyor.
4) Yalnızlık sağlığı bozar mı?
Bu biraz daha karmaşık bir iddia. Bu konuda yapılan araştırmalar incelendiğinde, yalnızlık hissinin kalp hastalıkları ve inme riskini üçte bir oranında artırdığı, yüksek tansiyon ve daha düşük ortalama yaşam süresine yol açtığı görüldü.
Bunlar oldukça ciddi sonuçlar, ama araştırmaların çoğu, belli bir zaman kesitini incelediğinden aradaki nedensellik ilişkisinden emin olamıyoruz. Belki yalnızlıktan mutsuz olan insanların hastalanma ihtimali daha yüksektir.
Ama belki de tersi doğrudur. İnsanların sağlığı bozuk olduğundan sosyalleşememeleri ve izole olmaları söz konusu olabilir. Ya da yalnız insanlar istatistiklerde daha az sağlıklı görünür, çünkü yalnızlıkları yüzünden sağlıklarına dikkat etme motivasyonları azalmış olabilir. Elbette bu tek yönlü bir etki değildir, iki yönlü bir etkileşim söz konusu olabilir.
5) Yaşlıların çoğu yalnız mı?
Yalnızlık yaşlılıkta daha yaygındır. Ama Manchester Üniversitesi’nden Pamela Qualter’in ömür boyunca yalnızlık konusundaki araştırmalarına göre, bu duygunun buluğ çağında da tavan yaptığı görülüyor. Yaşlıların yüzde 50-60’ının genellikle yalnızlık hissi çekmediğini gösteren araştırmalar da var.
Yalnızlık konusunda hala bilmediğimiz birçok şey var. İngiltere’deki çeşitli üniversitelerden psikologların Wellcome Collection ile ortaklaşa hazırladığı BBC Yalnızlık Deneyi ile bilimsel alandaki bu boşlukların doldurulmasına katkıda bulunabiliriz.
Genç veya yaşlı, yalnız veya değil farklı kesimlerden insanların dolduracağı anketlerle dostluk, güven, yalnızlığa karşı çözümler gibi konularda daha fazla bilgi edinmek mümkün olabilir.