1. Haberler
  2. Gündem
  3. ŞEHREMANETİNDEN BÜYÜKŞEHİRE

ŞEHREMANETİNDEN BÜYÜKŞEHİRE

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

(iki yıl önce kaleme alınmış, yalnızca son bir paragraf çıkarılmıştır)

ŞEHREMANETİ’NDEN KATILIMCI BELEDİYECİLİK ANLAYIŞI’NA

Şahabettin Küçükyazıcı

Doğum ve ölüm işlemlerinden yol, su ve temizliğe kadar insanların ihtiyaç duyduğu tüm hizmetleri karşılayan belediyelerin tarihçesini araştırdığımızda; İstanbul’un fethinden önce , saraya ve hükümete ait inşaat ve binaların tamirat ve malzemelerinin temini,   çalışanların ücretleri ve diğer ödemelerin  kayıtları Subaşı unvanı verilen kişiler tarafından yürütüldüğü,  İstanbul’un pay-i Taht kabul edildiği 1453 tarihinden itibaren ise, kayıtlarda ve eski kitaplarda “Şehremini” ismine rastlandığı aşikardır.

Fatih Kanunnamesinde de Şehr Emini ile  ilgili hükümler bulunmaktadır.

Sonraki yıllarda,  yalnızca pay-ı tahtta değil, bütün vilayetlerde ve önemli şehir merkezlerinde Şehremini bulunduğu görülmektedir. Evliya Çelebi Saraybosna’yı anlatırken “Şehremini ile şehir kethüdasının cümle esnaf ve tüccar ve ayan ve eşrafa sözü geçer” şeklinde yazmış, yine bir başka eserinde, “Mahsuldar-ı emanetdir. Her şey bu şehreminlerinin eliyle olur. Miri meremmatı ve binaları bunun eliyle tamir olunur. Senevi iki, üç bin kise muhasebesi görülür. Üç yüz nefer tevabii vardır.” Şeklindeki ifadelerden, şehreminlerinin geniş yetkilere sahip olduğu anlaşılmaktadır.

Bu durum, 1855 yıllarına kadar devam etmiş, bu tarihte Avrupa belediyeleri tarzında bir Şehremaneti kurulması  gerekli olduğuna karar verilmiş, Tanzimatla birlikte “şehremaneti” ve “şehir meclisi” adıyla yeniden yapılanan şekliyle çağdaş belediyeciliğin temeli atılmıştır.

Belediyeleri 5 Ekim 1877 Dersaadet ve Vilâyet Belediye Kanunu ile hükm-şahsiyet kazanmış, muhtelif nizamnamelerle şehremaneti Cumhuriyetin ilanına kadar devam etmiştir. Cumhuriyet, imparatorluktan 389 adet belediye idaresi devir almıştır.

1921 Anayasası mahalli idarelere vilayet düzeyinde büyük özerklik tanımış,  3.Nisan.1930’da çıkarılan  1530 Sayılı Belediye Kanunu ile de şehremini isim ve unvanı ile şehremânetleri kaldırılarak bütün teşkilâtların adı belediye olduğu gibi belediye meclisi vb. unvanlar da bütünüyle genelleştirilmiştir.

Bugün ise ülkemizde, 30 Büyükşehir Belediyesi, 51 İl Belediyesi,519 Büyükşehir Belediye Sınırlarında İlçe Belediyesi, 400 İlçe Belediyesi, 397 Belde Belediyesi olmak üzere toplam 1397 belediye bulunmaktadır.

Sosyal Belediyecilik Anlayışı:

Zamanla belediyecilik anlayışı  gelişmiş, belediyelerin fonksiyonları artmış, belediyeler ekonomik ve sosyal yaşamda aktif hale gelmişlerdir. Ülkemiz son yirmi yılda büyük bir toplumsal dönüşüm geçirmiş, köy nüfusu ile kent nüfusu oranları yer değiştirmiştir. Bu değişim, sosyo-kültürel sorunların da değişikliğine ve karmaşık hale gelmesine neden olmuştur.

Bu gelişme ve değişimler, mahalli idarelere sosyal alanlarda planlama ve düzenleme yapma görevini beraberinde getirmiştir.

Günümüzde farklı siyasi görüşlere sahip olsalar dahi, bütün partilerin, belediyelerin toplumcu, bölge halkını çeşitli dış ekonomik etkenlere karşı koruyan, insanlarının sağlıklı ve mutlu yaşayabileceği şehirler yaratmayı amaçladığı görülmektedir.

Toplumcu belediyecilik, insanı ve doğayı korumayı, kamu hizmetlerini geliştirmeyi ve halka ucuza hatta bedava sunulmasını hedeflemekle birlikte  kamu erkini piyasayı denetleme amacıyla kullanmayı öngörmekte, toplumun ortak çıkarları konusunda halkın yönetime katılması yöntemlerini aramaktadır. Katılım ise halkın bilgilenmesi ve aydınlanması ile hayat bulacaktır. Bu anlamda  bütün siyasi partiler politikalarını şeffaf ve demokratik belediyecilik üzerine kurmak zorundadırlar.

 Toplumcu belediyecilik anlayışı, kent dayanışmasının da kaynağını oluşturduğundan modern belediyeler, yoksulluğun olmadığı kentler yaratmak, kamusal olanakları halk yararına kullanmak suretiyle yoksulluğu ortadan kaldırmayı amaçlamaktadırlar.

Katılımcı Belediyecilik, toplumun bütününü kucaklayacak bir programı birlikte getirmekte, aklın ve bilimin önderliğinde emekçilerden yana uygulamalarla, halkın somut sorunlarına sahip  çıkarak çözüm üretmeyi zorunlu kılmaktadır.

Bunun da yolu, kent bilincinin geliştirilmesi, demokratik katılımı sağlayacak halkın desteklediği sivil toplum kuruluşlarının taleplerinin dikkate alınması, yaşlı, genç, kadın ve çocuklar ve hatta engelliler için ayrı ayrı bir katılım sistemi geliştirilmesinden geçmektedir.

Buna bağlı olarak muhtarlıkların, katılım konusunda etkin hale getirilmiş olması, site ve sokak örgütlenmelerinin oluşturulması, kısaca sorunlara halkla birlikte çözüm aranması uygun olacaktır.

Keza, yerel üreticilerin, demokratik kitle örgütlerinin katılımıyla kültür şenliklerinin düzenlenmesi, tarım ve hayvancılık alanında üreticinin desteklenmesi, hatta üreticilerin söz ve karar sahibi  olacağı mahalle ve semt meclislerinin oluşturulması, tüketici kuruluşları ile kurumsal ilişkilerin sürdürülmesi, muhtelif konularda danışma kurulları oluşturulması başlıca yöntemler olarak sıralanabilecektir. Uzun dönemde, bu meclislerin birer demokrasi okulu gibi işlevleri olabilecektir.

Bütün bunların yanında, ülkemizdeki çarpık ve yanlış yapılanmaların da üzerine gidilmesi, rantı düşünmeyen, yetenekli şehir mimarlarının uyarılarının dikkate alınması, kentlerin özgün yapılarının korunmasına yönelik çalışmaların desteklenmesi, teşvik edilmesi, caddelerde farklı yükseklikte, önde arkada kalan binalar, düzgün olmayan caddeler, estetikten uzak yapılaşma ile olabildiğince mücadele edilmesi  gerekmektedir.

Sonuç olarak, günümüz belediyeciliğinde insan odaklı, kültür ve sanata saygılı, demokrasiyi ve katılımcılığı özümsemiş, çevreyi koruyan ve geliştiren, özgürlükçü, demokratik toplumcu, çalışanların emeğine saygılı uygulamalar, yoksullara gıda, kömür, ilaç, kırtasiye malzemesi, tekerlekli sandalye gibi sosyal amaçlı hizmetler, tanzim satış mağazaları, ekmek fabrikaları, aş evleri, sığınma evleri, sağlık ocakları gibi yatırımlar belediyeciliğin faaliyet alanına girmiştir.

Bu arada, önemli bir hususun altını çizmek gerekmektedir.  Tekirdağ Büyükşehir Belediyesi, Yasa gereği kuruluşunda, kapanan 22 belde belediyesi, İli Özel İdaresi, Köy Hizmetleri Müdürlüğü , Köy Muhtarlıkları personeli gibi çalışanları da bünyesine almak zorunda kaldığı için, çalışmalarında gerekli personel katılımını sağlamakta başlangıçta ciddi sorunlarla karşılaşmıştır. Devlet Memurları Kanunu atama prosedürü çerçevesinde ihtiyaç duyulan personelin istihdamı konusunda da bilindiği üzere  sorunlar yaşanmaktadır.

                             Bununla birlikte, İkinci  yılını kutlayan Tekirdağ Büyükşehir ve  İlçe Belediyelerimiz  sosyal demokrat belediyecilik anlayışına uygun görev bilinci içinde, sosyal alanlarda planlama-düzenleme işlevlerini yerine getirmek için üstün bir çaba göstermekte, ekonomik alanda  önderlik  ve rehberlik yapacak pek çok yatırımı hayata geçirmeye  hazırlanmaktadırlar.​

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir