KÖLELİK
Tamer KABADAYI
Köle maldır , ağzı burnu , kolu bacağı , kalbi beyni , böbreği midesi , hisleri sinirleri olmasına rağmen maldır.. Alını satılır, hediye edilir.. çalıştırılır. Çalışma saati ve yaptığı işin sınırı ve adı yoktur. Sadece , ölmeyecek kadar yedirilir.
Avcı toplumlardan , çiftçi toplumlara geçildiği anda kölelelik başlamıştır. Kaynaklara bakarsanız 19 yy ortalarında sona ermiştir.
Hiç bir din , ne çok tanrılı ne tek tanrılı dinler köleliği yasaklamamıştır. Hiç bir kutsal kitap köle edinmek günah dememiştir.. Aksine şu hatanı günahını şu kadar köle azad ederek öde diye çözümler önermiştir.
Eskiden köle , ya zincirinden , ya saç şeklinden , ya giysisinden , ya derisinden anlaşılırdı. Zamanla köleleri giydirmeye başladılar. Bu köleye iyilik için değil , sahibine itibar için yapıldı.
Ama insanlar köle olduğunu biliyordu. Etiket kesindi. Kurtulması için iki yol vardı , ya sahibin azat etmesi , ya da ölümcül riske rağmen kaçış.
Köle miras bırakılır , çocukları doğuştan köle olurdu. Bazı köleler eğlence olsun diye yetiştirilirdi. Parmaklıklarda seyir için , dans için , soytarılık için , ölümüne döğüş için. Savaş tutsakları anında pazar yerlerinde satılırdı , borcunu ödeyemeyenler köle olurdu ,
Köleliğin doğuş nedenlerinden biri de araçların bulunması idi. İhtiyaçtan fazla üretilince fazla olana el koyanlar , toplumda ekonomik üstünlük sağlamaya başladı. Üretimi depolayanlar ihtiyaç duyanlara sattıkça ticaret büyüdü. Ticaret büyüdükçe , maliyeti azaltmak için köle sistemi gelişti. Köle talebi arttıkça köle ticareti başladı. En büyük zulmü afrika yerlileri yaşadı.
Hatırı sayılır bir köle nüfusu oluşmaya başladı. Romalılar köle sistemini o kadar ileriye götürdüler ki , kendileri yerine ölmelerini seyretmek en büyük eğlenceleri oldu.
Spartaküs gladyatör köle idi. Bazı kölelerle birlikte kaçarak Vezüv Dağı’na sığındı. Başka kaçak kölelerin de onlara katılmasıyla tüm İtalya’ya korku salan 100 bin kişilik bir ordu oluştu. İki yıl sonra Spartaküs bir çarpışmada öldürülünce, güçleri parçalandı ve ayaklanma sona erdi.
Ama köle halkı arasında efsane oldu. fitil ateşlenmişti ve köle örgütlenmeleri başladı. Çoğu ayaklanma kölelerin harap olması ile sonuçlansa da köleler özgürlükleri için isyan çıkarmaktan vazgeçmediler. Artık sahipler , bu sorunlarla uğraşmaktan yorulup çözüm aramaya başladılar. Biraz daha insani tavırlar , biraz daha fazla yemek , biraz daha az dayak ile uzun yıllar sistemi devam ettirdiler..
Ve 1850 ler de sanayi devrimi oldu. İşçi sınıfı doğdu. İşçiler , çok az gelirle çok fazla iş yüklenmeye başladılar. Çünkü açlık ve kıtlık vardı ve üretimin çoğu mutlu azınlıkların tekeline çoktan geçmişti. Ve makine , teknoloji ile çalışabilecek insana ihtiyaç vardı. İlk baştan işçiler ile çok ağır şartlarda anlaşıldı. Yüzyıllar boyunca köle kullanmaya alışan azınlıklar , işçiye ücret vermelerine rağmen maliyetlerini en az düzeyde tutmaya çalıştılar. Sonra bu işi sevdiler. Az para ver ama ne yiyecek ne giyecek nerede yatacak bana ne algısı ile zorlu bir meslek sınıfı yarattılar. Osmanlı , 1850 ler den sonra işçilerin kölelerden ucuza geldiğini fak edince kölelik sisteminden yavaş yavaş vazgeçmeye başladı.
Şimdi sahiplere patron yada kapitalist , kölelere çalışan , emekçi diyoruz.
Kapitalist sistem , çalıştırdığı halkın her şeyi bilmesine engel oldu. Bilmeleri gerekeni bilmeleri yeterli idi. İnsanca yaşamalarını hissettirecek bir çok şey saklandı. Buna rağmen yapısında öğrenme ve merak olan insan gelişmeye devam ediyordu. Din kitlesel olarak öğrenme ve fark etmenin önünü kesmek için mükemmel bir araç oldu. Günah ve yasak maddeleri her dinin içine bolca yerleştirildi. İnsanları bazı ritüellerle oyaladılar. Kah paskalya , kah azizler yortusu , kah hamursuz günü , kah kurban bayramı , namaz derken çalışma dışında kalan zamanların bir çoğu ibadetler için harcanmaya başladı. Artık modern kölelerdik..!
Kendimizi özgür zanneden , yokluklara sabır , varlıklara şükreden nesiller yetiştirdik. Bu nesile hep kendinden aç kendinden çıplak olanı gösterip şükretmesini ve örnek almasını istedik.
Kapitalizm başarmıştı..!
3 sınıf oluşturmuştu
1. sınıf : zenginler- sahipler
2.sınıf : orta sınıf , çalışan modern köleler
3.sınıf : fakir , yoksunlar. orta sınıfa , bak böyle olmak istemiyorsan şartlarımı kabul et vitrini..
Kölelikten kurtulmanın çağlar öncesinin yolu , ayağındaki zinciri kırıp kaçmaktı.
Şimdiki yolu öğrenmek ve gelişmektir.
Özgür günlere.
Deniz Dennıs, paylaşımı.