İFRAT VE TEFRİT
Muhalefet liderlerine, partilerin önde gelenlerine, sosyal medyada sataşmak için görevlendirilmiş kişiler olduğunu hayretle öğreniyoruz.
Bazı siyasiler, konuşmalarında benzetme yapar gibi kişiler hakkında küfür ve hakaret sayılabilecek çok ağır ifadeler kullanabilmekte, hatta sosyal medya üzerinden pek çok kişi ülkemizin milli kahramanları değerli kişileri hakkında burada tekrarlamak istemediğim çok ağır sözler yazmaktan çekinmemekte, haklarında işlem yapılmamaktadır. Dilimizde sık kullanılan iki kelime üzerinden bu olayı değerlendirmek istiyorum. İfrat ve tefrit.
Bahsettiğim konularda orta bir uygulama, yol izlenmediğini görmekteyim. Bazen çok abartılı davranılmakta, bazen de aşırı duyarsız kalınmaktadır.
Sorumluluklarını ve haklarını bilen bir bireye yakışan, her olayda normal davranmaktır. Demokratik rejimin en güzel özelliği, herkesi eşit kabul etmesidir.
Gelişmiş demokrasilerde, herkes eşittir. Siyasi makamlarda bulunan kişilerin, hele yakınlarının hiçbir ayrıcalıkları yoktur, olmamalıdır da.
Bakan-Başbakan- gibi kamu görevlileerinin yolculuk ve ziyaretlerinde gereksiz, abartılı önlemler demokratik toplumlarda anlamını yitirmiş bulunmaktadır.
Çünkü o siyasetçi, göreve kendisi talip olmuş biridir. Görevini iyi yaparsa, teşekkür edilmeli, yolsuzluğa-sıfırlamaya-rüşvete- ülkeyi zarara sokamaya kalkarsa, anasından emdiği süt burnundan getirilmeli ve toplum içine çıkamaz duruma getirilmelidir! Ancak, sebebi ne olursa olsun, kişilerin birbirlerine hakarete, küçük düşürmeye hakları yoktur. Zaten, yasalarımızda bunu suç saymaktadır.
Türk Devlet sisteminde makam sahiplerinin eşleri için makam tanımı yapılmamıştır. Aynı şekilde çocukları için de. B itibarla resmi görevlilerin eş ve çocuklar için karşılama töreni ve benzeri protokol uygulaması gereği bulunmamaktadır.
Bu kişilerin, her hangi bir şekilde ceza kanunlarında suç sayılan eyleme muhatap olmaları halinde yine, sıradan vatandaş için gösterilen ilgi ve hassasiyetten farklı işlem yapılması ifrat sayılmalıdır.
Günümüzde sağlıklı , aklı başında bir kişinin yüksek makam sahibi aile bireylerine karşı suç işlemesi söz konusu bile olamaz. Farz edelim, böyle bir olay vuku buldu. Yapılacak işlem, kişinin şikayetçi olması üzerine adli soruşturma başlatılması ve olayın yargıya aktarılması gerekir.
Fazlası, ifrat olur! Gereksiz bir gösteriş olur.
Hakaret konusunda bu kadar hassas olan kişilerin, Büyük Atatürk’ün annesi Zübeyde Hanıma, daha ağır hakaretler yapıldığında, muhalefet partisi liderlerine, eşine hakaret edildiğinde duyarlı davranmayıp tepki vermemiş olmaları da tefrit olarak nitelendirilmektedir.
Devlet katında, bütün vatandaşlar eşit hakları sahip olmalıdır.