EYLÜL AYI ENFLASYONU
TÜİK açıkladı: Eylül ayı enflasyonu beklenenin çok üzerinde gerçekleşti.
Tüketici fiyatları enflasyonu ya da manşet enflasyon (TÜFE) aylık yüzde 6,30, çekirdek enflasyon (C Endeksi) aylık yüzde 6,76, yurtiçi üretici fiyatları enflasyonu da (Yİ-ÜFE) aylık yüzde 10,88 artış ile enflasyonu yüksek sayılan ekonomilerin yıllık enflasyonu kadar aylık artışlar olduğu görüldü.
Çekirdek enflasyonun aylık bazda TÜFE’den daha fazla artmış olması önümüzdeki aylarda enflasyondaki artışın yine yüksek düzeylerde devam edeceğini gösteriyor.
Asıl korkutucu nokta burası. Çünkü bu büyük artış Merkez Bankası’nın para politikası uygulamasının işlevsiz kaldığını (ya da alınan parasal önlemlerin etkisinin gecikmeli olarak ortaya çıktığını düşünürsek) çok geç kalınmış önlemler olduğunu ortaya koyuyor.
Kurda yaşanan büyük artışların fiyatlara yansıması kaçınılmazdı. Ve bu yansıma gecikmeli olarak artan oranda yansımaya başladı.
Merkez Bankası da gecikmeli yansımaya güvenip geciktikçe bu sıçramanın durdurulması mümkün olamadı.
TÜFE (yüzde 24,52) ile Yİ-ÜFE (yüzde 46,15) arasındaki büyük fark (21,63 puan) bir başka korkutucu durumu ortaya koyuyor.
Bu fark, özellikle kurdaki artıştan dolayı üretime gelmiş olan fiyat artışlarının henüz tüketiciye yansıtılmadığını gösteriyor.
Bu fark da gelecek aylarda TÜFE’ye yansıyacak ve manşet enflasyon daha da yükselecek.
ERFLASYON SÜREKLİLİĞİ TEHLİKELİDİR:
Türkiye, 40 yıldır yüksek enflasyonla mücadele ediyor, buna karşılık enflasyonu bir türlü hedeflediği yüzde 5 düzeyine yaklaştıramıyor.
Bu düzeye en çok yaklaştığı yıllar 2010 ve 2013 yılları oldu. O iki yılda yakalanan yıllık enflasyon bugünkü aylık enflasyon düzeyindeydi.
Türkiye’nin, dünyada enflasyonun düşük seyrettiği bu dönemde bu kadar yüksek düzeyde enflasyon yaşaması bu konuda gerçekten mücadele etmediği anlamına geliyor.
Başka hiçbir ifade yüzde 25’e gelmiş manşet enflasyonu ve yüzde 46’yı aşmış üretici enflasyonunu açıklayamaz.
Enflasyonun, 1980’lerdeki gibi denetimden çıkmış halde yükselmesinin en olumsuz etkisi enflasyon alışkanlığı denilen olguyu tekrar gündeme getirmesi şeklinde karşımıza çıkacak.
Enflasyonist beklentilerin yerleşmesi halinde insanları enflasyonun düşeceğine inandırmak artık kolay olmayacak.
Bu gelişmenin bir olumsuz etkisi de dolarizasyonun (para ikamesi) artmasına yol açması olarak yaşanacağı uzmanlar tarafından ifade ediliyor.
AÇLIK VE YOKSULLUK SINIRI:
DİSK’e bağlı Birleşik Metal İş Sendikası Sınıf Araştırmaları Merkezi, Açlık ve Yoksulluk Sınırı Eylül dönem raporunu yayınladı. Buna göre, Yoksulluk sınırındaki artış asgari ücretteki artışın yaklaşık 6 katı.
Dört kişilik bir ailede her ferdin sağlıklı beslenmesi için alması gereken gıdaların maliyeti yaşa ve ürün grubuna göre farklılık gösteriyor. Günlük harcamalarda Eylül 2018’de en yüksek maliyet grubunu 17,37 TL ile peynir, çökelek vb. ürünler oluştururken, bu ürünleri et, tavuk ve balık 10.92 TL ile takip ediyor. Süt ve yoğurt için yapılması gereken harcama tutarı 8.27, ekmek için yapılması gereken harcama tutarı ise günlük 3.90 TL. Katı yağ 2.66 TL’lik, sıvı yağ ise 1.37 TL’lik masraf yapılması gereken ürün grupları. Sağlıklı bir beslenme için dört kişilik bir ailenin sebze ve meyve için ayırması gereken bütçe ise 7.88 TL. Yumurtaya 1.20, Şeker, bal, reçel ve pekmez için ise 2.81 TL harcama yapılması gerekiyor.