BEYİN GÖÇÜ
Ülkemizde beyin göçü lisede başlıyor.
Geçen gün televizyonda bir yarışma programı izlerken, başarılı bir öğrenci olduğu anlaşılan yarışmacının, eğitimine yurt dışında devam edeceğini, daha sonra da dönmeyeceğini söylemesi karşısında donmuş kalmıştım. Bu gencin, ailede, okulda, mahallede bu kadar kesin kararlı olarak yetişmesi nasıl gerçekleşmiş olabilir?
Bir an daldım. O anda yetkili olsaydım diye düşündüm, herhalde bu gencin Türkiye’de eğitimini sürdürmesine izin vermezdim. Yahut, başta öğretmenleri olmak üzere pek çok kişiyi üzerdim.
Meslek eğitimi almış ve iyi yetişmiş kişilerin, ülkelerinde iş bulamaması veya eğitim olanaklarını yetersiz bulması gibi nedenlerle başka ülkelerde hayatını sürdürmek kararı vermesi beyin göçü olarak tanımlanır. Ancak bu genç, daha yolun başında bu kararı vermişti. Bir başka açıdan baktığımızda, ne vatan nede millet bilinci gelişmemişti.
Nitelikli insan giderken bilgi ve deneyimlerini de birlikte götüreceğinden, göç alan ülke kazançlı çıkarken, göç veren ülke insan gücü bakımından fakir düşmektedir.
İnsanların bir lastik botla, büyük riskler alarak açık denize açılmasına neden olan bu ülkelerinden kaçış nedenleri ne olabilir?
GÖÇ NEDENLERİ
Göç olayının kökü çok eskilere dayanmaktadır. Eski Mısır’da, Hititler’de de göç olayına rastlanmaktadır.
Göç nedenleri, bazı Asya ve Afrika ülkelerinde daha açık ve net olarak görülebilmektedir. Başta Birlemiş Milletler olmak üzere pek çok kuruluş bu konuda inceleme yapmaktadır. Başta , yeterli gıda olanakları olmaması, iş bulamama, geleceğe güvensizlik gibi faktörler göç kararının verilmesinde etkin olmaktadır.
Göçe neden olan unsurları iki grupta ele almak mümkündür.
Birincisi, Ülkelerinin geri kalmışlığı, buna bağlı olarak yaşam koşullarındaki olumsuzluklar, işsizlik, çalışanlara ödenen ücretlerin düşük olması, nitelikli insanlar yerine, ülkeyi niteliksiz kişilerin yönetmesi, gençlere fırsat tanınmaması gibi faktörlerdir.
İkinci olarak, nitelikli kişilerin ekonomik durumlarını iyileştirme, yüksek gelir elde etme beklentilerini sayabiliriz. Genel olarak, gelişmiş şehirlerde yaşamanın cazip bulunması, eğitim ve iş hayatında yurt dışının prestij sağlayacağına inanılmaktadır.
TÜİK verilerine göre,
Basiretli yönetimler, çeşitli nedenlerle yurt dışına itilmiş olan nitelikli ve eğitimli beyinlerin ülkelerine geri dönmesi için fırsatlar yaratma çabasındadır. Buna da tersine beyin göçü adı verilmektedir.
TÜİK verilerine göre, 2019 yılında 330 bin kişinin yurt dışına gittiği, bunlardan , 50 bininin 25-29 yaşları arasında olduğu anlaşılmaktadır. Keza, her yıl 50 bir öğrencimiz eğitim amacıyla yurt dışına gitmektedir.
KİMLER GÖÇ EDİYOR?
İstatistik veriler, yetişmesi büyük kaynak gerektiren, hekim, mühendis gibi vasıflı kişiler göç etmektedir.
Bilim insanları, Hitler”den kaçmak için ABD’ye yerleşen nitelikli nüfusun, bu ülkenin gelişmesine büyük ölçüde katkıda bulunduğunu söylemektedir.
Bunların dışında, savaşlar, kıtlık, yeterli besin bulamama gibi nedenler de büyük göçlere neden olabilmektedir.
SON SÖZ
Burada kışa bir değerlendirme yapmak gerekirse, başta beyin göçü olmak üzere, insanların yurtlarından, doğup büyüdükleri, ailelerinin yaşadığı çevrelerden ayrılmalarının uygun olmayacağı söylenebilir. Kaldı ki, olayın ulusal bir yanı da bulunmaktadır. Her ulus, kendi yetiştirdiği değerlerinin kalkınmasına katkısı olmasını ister. Bir başka ulusa hizmet vermesi mensup olduğu halkını üzecektir.
Giden açısından da, olayın duygusal bir yönü bulunmaktadır.
Daha gelişmiş bir çevrede yaşamaları, daha fazla para kazanmaları, Onların doğup-büyüdükleri çevreden, ailelerinden ayrı kalmalarının bedelini karşılayamayacaktır.
Bununla birlikte, Devletlerin de ülke halkının insanca yaşamasını sağlayacak yaşama ortamı hazırlaması kaçınılmaz bir görevdir.
Öncelikle, eğitim sistemimiz gözden geçirilmeli, TBMM bir araştırma komisyonu kurarak konuyu ele almalı, ücret ve çalışma kuşuları yeniden düzenlenmelidir.