1. Haberler
  2. Ekonomi
  3. ANILARIM ONİKİNCİ BÖLÜM

ANILARIM ONİKİNCİ BÖLÜM

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

ANILARIM

Şahabettin KÜÇÜKYAZICI
12- ONİKİNCİ BÖLÜM

Kısa süren Demirel Koalisyonu döneminde Sağlık Bakanlığını elinde bulunduran parti İstanbul Sağlık Müdürlüğünde geniş çaplı yer değiştirmelerde bulunmuş, eşim de Üsküdar’dan Ümraniye Ana ve Çocuk Sağlığı Merkezine verilmiş, zorunlu olarak evimizi Onun işyeri yakınına taşımıştık. Türkiye 1978 yılına yeni bir hükümetle, en önemlisi yeni umutlarla girmişti. Ancak, olaylar beklendiği gibi gelişmedi. Terör hız kesmediği gibi, temel gıda maddeleri başta olmak üzere kıtlıklar ve karaborsa baş göstermişti.
Yeni Hükümet Tekel Genel Müdürünü değiştirmiş, yeni Genel Müdür, geçen dönemde yapılan partizan atamalar ve personel alımı konusunda inceleme başlatmıştı. Ben ve Nahit’e Komisyonda, Samsun, Sivas, Erzincan ve Erzurum işçi memur alımlarını inceleme görevi verilmişti. Kar-kış demeden kısa sürede bu görevi yerine getirdik.Sivas -Erzincan arasında otomobilimiz Karayolları aracıının peşinden gidebilmişti. Mart ayında yüzde otuzları aşan devalüasyon yapılmıştı.
Kıtlık ve karaborsa Tekel’i de etkilemişti. Sigara Fabrikalarında dışa bağımlı yedek parça sıkıntısı baş göstermiş, üretim talebi karşılayamaz olunca, sigara karaborsaya düşmüştü. Halbuki, 1974 Ecevit Hükümeti zamanında 7 yeni sigara fabrikası ve yaprak tütün işletmeleri temeli atılmıştı. Fakat yatırımlar gerekli kaynaklar bulunamadığından bitirilemiyordu.
Tekel Müfettişleri Derneği genel kurulu bu ortamda yapıldı. Dernek genç müfettişlerin oyları ile yeni bir yönetim belirledi.
1978 yaz programı için, Orta Anadolu teftişlerim vardı. Tepesidelik ve Yavşan Tuzlalarında inceleme yaptım. Konya Başmüdürlüğüne giderken, Otogarda taksi ararken, mahallinde insan taşımaya uygun hale getirilmiş, üç tekerlekli araçların dolmuş-taksi olarak kullanıldığını görmüş ve çok şaşırmıştım. Büyük ölçüde emek yoğun olarak işletilmekte olan Tuzla üretimi talebi karşılamıyordu. Konya’da Fakülte sınıf arkadaşım, Merkez Bankasında şef olmuştu. Evlenmiş eşi de Bankada çalışıyordu. O sırada, Başbakanlık Yüksek Denetleme Kurulu uzman yardımcısı sınavı için ilana çıkmıştı. Ben katılacaktım. Onu da ikna ettim. Ancak, sınav ertelendi. Yeniden yapılacağı tarihte de beni yaş sınırı nedeniyle sınava kabul etmediler. O kazandı ve iyi bir Denetçi olarak uzun yıllar görev yaptı. Sayıştay Başdenetçisi olarak emekli oldu.
Ankara bölgesine geldiğimde, eski arkadaşlarımı buldum. Akşamları güzel vakit geçiriyordum. Esenboğa Vergisiz Satış Mağazası teftişinde tespit ettiğim usulsüzlükler ve Ankara Başmüdürlüğünde usulsüz sigara satışı yapıldığına ilişkin ihbar ve Ankara Bira Fabrikası yönetiminin işçi ve memurlara siyasi baskı yaptığına ilişkin şikayetler nedeniyle teftiş dışında soruşturmalar da yaptım. Başmüdürlük Konuk Evinde benimle birlikte kalan Bakanlık Müsteşar Yardımcısı bir üstat ile akşamları ülke sorunları üzerine sohbetler yapmak imkanı buluyordum. Kordiplomatik Satış Mağazası Teftişinde bir sorunla karşılaşmadım.
Yaz programını bitirip İstanbul’a döndüğümde, bazı satış depolarının teftişi programı ve Cengiz Erdal ve Ekrem Kapat üstatlarla birlikte Üsküdar Yaprak Tütün İşletmeleri teftişine ortak edildim.
1978 yılı sonuna doğru ülkemiz siyasi ortamı iyice gerginleşmişti. Özellikle Aralık ayında meydana gelen Kahraman Maraş olaylarının yüzün üzerinde ölü ve yüzlerce yaralı ile sonuçlanması, sayısız ev ve işyerinin tahrip edilmesi Ülke genelinde huzursuzluk ortamı doğmasına neden olumuştu. Olayların ancak askeri önlemlerle durdurulabilmiş ve sıkı yönetim ilan edilmişti ama bir türlü huzur sağlanamıyordu. Şubat/1979 ayında Abdi İpekçi öldürüldü. Tam bir umutsuzluk içindeydik.
Üsküdar teftiş çalışmamız işbölümü çerçevesinde devam ediyordu. Herkes kendi bölümünün raporunu yazacaktı. Cengiz Bey üstadım kendi halinde bir insandı. Ekrem Bey ise örnek alınacak bir müfettiş ve iyi bir ağabeydi. Benim için hep örnek bir insan olarak kaldı. Merkez Müdürü iyi bir memurdu. İş ve işlemler düzgündü. Teftişimiz sorunsuz sona erdi.
Bora, Ümraniye İlkokulunda Ana Sınıfına devam etmeye başlamış, artık yeniden yaz turnesi havasına girmiştik. Önümüzdeki yıl Yönetmelik uyarınca Akdeniz Bölgesinde teftiş programı alacağım için, eşim ve Bora ile birlikte gitmeyi düşünüyorduk. Bu arada bizim dönemin yeterlik sınavları yapıldı. Artık, müfettiş unvanı kazanmıştık. Nahit birinci, Necat Kırıkçı ikinci Ben üçüncü olmuştum.
Mayıs ayında programlar verildi. Antalya ve Isparta bölgesi. Ve bir de yeni Müfettiş Yardımcısı. Antalya hizmet binası kiralık birkaç dükkandan oluşuyordu. Ayrıca şehir dışında stok depoları vardı. Başmüdürlük teftişinde bir müfettiş ve muavin arkadaş olduğundan, ben şehir dışında bahçeli bir ev kiraladım, eşim ve oğlumla orada kaldım. Her gün mobilet ile işe gidip-geldim. Portakal bahçeleri içinde, Lara yolunda şirin bir evdi. Yakın ilçelerin sayımlarını yapıp evraklarını merkezde inceledim. Alanya, Manavgat ve Gazipaşa ilçelerinin teftişi sırasında, eşim ve oğlum yaz tatili yapmış oldular. Bu arada müfettiş Yardımcısı Salih Yarbay’ı Antalya bölgesi teftişinden sonra, yetkili muavin olarak program almak üzere İstanbul’a yolcu ettik. Güven oyu için Bakanlık verilenlerin uygulamaları büyük tepki çekiyordu. Bu nedenle, Tekeldeki uygulamaları engellemesi için Ben Başbakan’a kadar çıkmış, fakat sonuç alamamıştım.
Terörün kasıp kavurduğu 1978-79 Türkiye’si ekonomik olarak da batma noktasındaydı. Hükümet ihracat gelirlerini bir miktar arttırmıştı ama bu ağır bunalımı önlemeye yetmedi. Döviz yokluğundan petrol alınamıyordu. Bakanlar, petrol tankerlerinin rotalarını telefonla değiştirip Türkiye’ye getirmeye çalışıyorlardı.
Yaz programım bitmiş ama, iş durumu nedeniyle ek program almıştım. Eşimi ve Bora’yı İstanbul’a bırakıp Adana’ya hareket ettim. Adana Sigara Fabrikası makinelerinin yarısından fazlası yedek parça yokluğundan çalışmıyor, ayrıca akaryakıt temininde de sorunlar yaşanıyordu. Normal 30 ton günlük üretimi beş tona kadar düşmüştü. Sıkıntı sadece petrolde, sigarada değildi. Bütün gıda maddeleri karaborsadaydı. Yağ, ilaç, ampul, tüp gaz, hatta tuvalet kağıdı için kuyruklar uzadıkça uzuyordu. Fabrika için akaryakıt siparişi Ataş’tan çıktığı andan itibaren Fabrika yönetimi tarafından izleniyordu. Bir keresinde tanker şehir içinde kayboldu. Bir binanın önünde kalorifer kazanına boşaltırken yakaladı bekçiler. Meğer bina Emniyet teşkilatına aitmiş. Bir kısmını onların ısınması için bıraktılar. Bu vesile ile Emniyet Müdürümüz ile tanışmıştık. Fabrika normal çalışma düzenine girmişti. Ben Hatay _ İskenderun teftişlerim için ayrıldım. Antakya çok şirin bir yerdi. Başmüdürlük binası kiralık bir bina olmakla birlikte Müfettişler ve eksperlerin ikametine ayrılmış bir dairesi vardı. Samandağ teftişinde deniz kenarında bir motelde kaldım. Çok değişik insanlardı. Bir gece büyük bir gürültü ile uyandım. Gece yarısı müzik çalıp oyun oynuyorlardı.
İskenderun teftişine başlamıştım. Garnizon komutanına ziyarete gittim. Komutan benden Tekel hakkında bilgiler aldı. Ertesi günü Cilvegözü sınır kapısındaki amir beni arıyordu.” Müfettiş Bey komutan liste göndermiş, yolcu beraberi fiyatından kantine içki sigara istiyor” Bölge kritik. Ortam kritik. Memura askeri oyala dedim, Koştum komutana. Aman komutanım.
Cilvegözü Vergisiz Satış Mağazası, Hassa İdaresi teftişlerini de tamamladım. Yol üzerindeki Yenişehir gölünde unutulmaz bir yemek ziyafeti çektim kendime. Bu arada, Asi Irmağı üzerinden, ipe bağlanmış va rillerle akaryakıt temini ediyordu köylüler.
İskenderun sakindi. Gündüz çalışıyor, gece şehirde dolaşabiliyordum. Duvarlardaki “Çelik İş”li Faşıstler Arkadaşlarımızı öldürdüler” afişlerinden tedirgin oluyordum ama, Adana’ya göre daha sakindi. Müdürlükte bir Konuk Evi vardı. Bir gün akşam, Başkan Hamdi Bayraktar bey aradı. Sesi heyecanlı idi. Hemen Adana’ya git, Fabrika işçiler tarafından işgal edilmiş dedi. Ne yapabilirim diye sordum. Yetkilerin hüviyetinde yazıyor dedi.
Telefonu kapattım. Müfettiş odasının ortasına oturdum. Sanki, Kıbrıs’ta Bozdağ’da idim. Ama silah arkadaşlarım yoktu. Hemen araç temin edip, Adana’ya ulaştım. İki tank ve yüzlerce asker Fabrika kuşatılmıştı. Kendimi tanıtarak Birlik komutanına kadar ulaştım. Şans. Kıbrıs’taki birliğimden bir subay arkadaş.
“Tankla duvarı kırıp içeri gireceğiz, işçiler arasındaki teröristleri alacağız “dedi. Bana bir saat ver dedim. Askerlerin arasından içeri daldım. Herkes şaşkınlıkla beni izliyordu. İşçileri daha önceki direnişlerinden tanıyordum. Beni görünce sağa-sola kaçıştılar. Ustabaşıları çağırdım. Hepsiyle ayrı ayrı konuştum. Bir saat değil ama birkaç saat içinde Fabrikayı terk etmeye ikna ettim. Fabrikayı tahrip olmaktan kurtarmıştım. Ertesi günü mesai saatinde üretim başlamıştı.
Sigara Fabrikalarından sorumlu İşletme Grubu Müdürü Fahri Akın ve Yardımcısı Muzaffer Arısoy Üstatlarım hemen ekibiyle geldi, Fabrikada bir hafta kadar kaldılar. Gerekli önlemleri aldılar. Vali Bey ve Emniyet Müdürümüz her türlü kolaylığı gösterdiler.
Teftiş Kurulu, Yetkili Muavin Ömer Umur ve iki yeni muavin Mustafa alçın, Mustafa Güler’i yardım için gönderdi.Fabrika Müdür lojmanı boş olduğu için orada kalıyorduk. Ama sürekli tedirgindik. Artık, aleni olarak gece-gündüz ayırmadan silahlı gruplar Fabrikayı tarayacak ihbarları alıyorduk.
28 Eylül 1979. İyi hatırlıyorum. Çünkü benim de doğum günüm 28 Eylül. Adana Emniyet Müdürü Cevat Yurdakul bize ziyaret için geleceğini bildirmişti. Onun için kahvaltı hazırladık. Fakat, bir emniyet görevlisi telefonla Emniyet Müdürümüz teröristler tarafından şehit edildiğini bildirdi.
Tekel, sigara dar boğazını aşmak için önlemler aldı. Bulgaristan ve Yugoslavya ile anlaşmalar sağladı. Tütün karşılığı fason sigara yaptırdı. Bu çözüm etkili oldu. Bu kez de bir süre sonra, Bulgaristan üretimi yerine, Yugoslavya üretimi aramaya başladı tüketici.
Uzun yıllar bu çözüm işe yaradı.
Bütün bunlar yaşanırken, Hükümet ekonomik dar boğazları açmaya çalışıyor ancak sonuç alamıyordu. IMF borç vermiyor, bütün para kanalları kapanıyordu. Doğu ve Güney Doğu’da terör tırmanıyor, sıkı yönetimin genişlemesinden başka çare kalmıyordu. Ekim 1979 ara seçimlerinde Ecevit hiç milletvekili çıkaramaması üzerine istifa etti. Demirel azınlık hükümeti kurdu ve güven oyu aldı.
Biz de elimizdeki teftiş, inceleme ve soruşturmaları tamamlayıp İstanbul’a dönerken bölge kaderi ile baş başaydı. Aralık/1979

DEVAL EDECEK

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir