CHP KURULTAYI VE 2019 SEÇİMLERİ
Şahabettin KÜÇÜKYAZICI
İl ve ilçe örgütleri ile Gençlik ve Kadın Kolları kongrelerinin tamamlandı. CHP büyük kurultayını 3-4 Şubatta toplanacak.
Bilindiği gibi, kurultaylar siyasi partilerin önemli konuların görüşüldüğü, politikalarının tartışıldığı, kararlaştırıldığı en yetkili organdır. CHP’nin 2019 yılı seçimlerinde başarılı olabilmesi güçlü bir strateji otaya koyması ile mümkün olabilecektir.
CHP ister muhalefette, ister iktidarda bulunsun Türkiye siyasetinin en önemli unsurudur. Bu gün içinde bulunduğumuz belirsiz ortam, CHP’nin sorumluğunu daha da artırmaktadır.
CHP’nin siyasi rotasının, AKP’ye odaklı olarak belirlenmekte olduğu algısı vardır toplumda. Bu da bir özgüven noksanlığı ile ilişkilendirilmektedir. Öncelikle, Kurultay’da etkili muhalefet yapacak ve önümüzdeki seçimlerde iktidarın güçlü seçeneği olunduğunu kanıtlayacak politikalar belirleyecek kadroların iş başına getirilmesi gerekir. Bu nedenle, ilk gün Kurultay Başkanlık Divanı oluşmasından hemen sonra milli eğitimden sağlığa, gençlik sorunlarından yaşlılara, dış işlerinden milli savunmaya, özetle önemli sayılabilecek her konuda komisyonlar kurularak çalışmaya başlamalıdır.
İkinci olarak, Kurultay aracılığıyla tüm Türkiye ve Dünya kamu oyuna;
CHP’nin, liberaller karşısında kendisinin de liberal olduğu, siyasal İslamcılar karşısında, kendisinin İslam düşmanı olmadığı, serbest piyasayı savunan büyük sermayeyi temsil edenler karşısında, sermaye düşmanı olmadığı tersine serbest piyasa ekonomisinden yana olduğunu, şu veya bu mezhep partisi olmadığını kanıtlamaya uğraşmak yerine, açık ve net olarak, toplumun tüm kesimlerince anlaşılabilecek şekilde, laik, demokratik görüşlerden ödün verilmeyeceği vurgulanarak, ekonomik ve sosyal konularda politikalarının belirlenip kesin hatları ile kamu oyuna duyurulması sağlanmalıdır.
Bu mümkün olabildiği zaman, CHP’nin de bir iddiası, bir Türkiye hayali olduğu anlaşılacak, ülkemizi modern bir ülke ve çağdaş toplum haline getirebileceğini hedefleyen bir programa sahip olunacaktır.
İçinde bulunduğumuz dünyada da, neo-liberal politikaların çıkmazda olduğu, gelişmiş kapitalist devletlerin de ekonomileri için yeni arayışlar içinde olduğu bilinmektedir. Başta ABD olmak üzere tüm gelişmiş toplumlarda, artan eşitsizlikler nedeniyle huzursuzluklar yaşanmakta, Avrupalı sosyal demokratlar, ülkelerindeki özelleştirmeleri eleştirmekte, yeniden kamulaştırma modelleri üzerinde çalışılmaktadır.
Devletimizi kuran, demokratik bir devrime imza atmış bir partinin, sosyal demokrat halkçı parti kimliğine kavuşmasını istemenin tabanın hakkı olduğunu düşünüyorum. Geçtiğimiz altı ay içinde, delege seçimleri, ilçe ve il kongreleri süresinde, kutuplaşmalar nedeniyle oluşan enerji kaybının, Kurultay tarafından alınacak kararlar ile artıya dönüştürülmesi mümkün olabilecektir.
Kurultay tarafından acil çözüm aranması gereken konulardın birisi de, son on yıldır toplumun önemli bir kesiminin oylarını almış olan partiye karşı eleştirilerin de, kurulu düzene eleştiriler şeklinde geliştirilerek, halkı yoksullaştıran ve eşitsizlikleri artıran politikaların CHP den beklenen sol ve sosyal demokrat politikalarla düzeltileceği, konusunda halka güvence verilmesi ana hedef olmalıdır. Özellikle, laiklik ve karma ekonomi, özelleştirmeye karşı politikalar konusunda örgütün hiçbir tereddüde meydan bırakmayacak şekilde bilgilendirilmesi kaçınılmazdır.
Halen izlenmekte olan, İslamcı ve liberal kadrolara göz kırpan politikalardan vazgeçilmesi gerekir.
Şu ana kadar açıklanan adaylara bakıldığında, Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun yeniden seçilmesi sürpriz olmayacaktır. Ancak,Genel Başkanın da yeni oluşacak kadroların yalnızca partiyi değil, ülkeyi geleceğe taşıyacak özellikler taşımasına özen göstermesi yerinde olacaktır.
Milli eğitimde, bütün orta öğretim okulların adının bir meslek ile anılması yerine,eskiden olduğu gibi ilk, orta, lise ve üniversite olarak yapılandırılması, askeri okulların yeniden açılması savunulmalıdır. Kırsal kesimde kapanan okullarımızın yeniden açılabilmesi için Köy Enstitülerine benzer çağdaş bir sistem üzerinde çalışılmalıdır.
Sosyal demokrat politikaların belirlenmesi çerçevesinde, özellikle orta sınıfı güçlendirecek, emekçilerin örgütlenmesini kolaylaştıracak politikalar izlenmelidir.
Tarım ve hayvancılıkta üretim düşmesi, tarım ülkesi Türkiye’nin kendi ihtiyacını karşılayamaz hale getirilmesi kabul edilemez bir durumdur. Bu konuda uygulanabilir politikalar üretilmelidir. Kırsal kesimde çökmekte olan sosyal ve ekonomik yaşam yeniden canlandırılmalıdır. Tarımsal üretim kültürünün yaşatılması, aynı zamanda bir ulusal güvenlik sorunudur. Gıda güvenliği her zaman önemlidir.
Sanayicilerimizin, ulusal sanayiinin güçlenmesi konusunda desteklenmesi konusunda önlemler alınmalıdır.
Dış politika, günlük iç politika malzemesi olarak kullanılmamalı, ulusal güvenlik, terörle mücadele ve sınır ötesi güvenliği gibi konularda devlet politikalarına destek verilmelidir.
Kurultay’ın sona ermesinden itibaren, il ve ilçe kongrelerinde yaşananların unutularak, üyesinden milletvekiline kadar tüm parti mensuplarının 2019 yılında yapılacak (belki daha önce) seçimlere odaklanması CHP için olduğu kadar Ülkemiz içinde kaçınılmazdır.