1. Haberler
  2. Gündem
  3. KIBIRIS’IN ÖNEMİ

KIBIRIS’IN ÖNEMİ

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

 Kıbrıs’ı yurt edinme maceramız Piyale Paşa komutasındaki Osmanlı Donanmasının 15 Mayıs 1570’te İstanbul’dan ileri hareketi ile başlar, 1 Temmuz 1570’te Lala Mustafa Paşa komutasındaki ordunun adaya çıkması ile devam eder ve o zaman adanın sahibi konumundaki Venediklilerin son direniş noktası olan Magosa’nın teslim olması ile 4 Ağustos 1571 tarihinde somutlaşır.

Gördüğünüz gibi; ada çeşitli entrikalarla burayı tek başına sahiplenmeye çalışan Rumlardan veya Yunanlılardan değil, Venediklilerden alınmıştır.

KIBRIS’IN FETHEDİLMESİNİN NEDENİ?

Kıbrıs’ın fethedilmesinin nedeni ise ağırlıkla Ortodoks yerli halkın, Katolik Venedik yönetimi altında baskı görmesi ve yardım istemesiydi. Tabii ki adanın Osmanlı için jeopolitik ve stratejik öneminin fetih kararında etkili olmadığını söylemek yanlış olur.

Kıbrıs alındıktan sonra adaya 21 Eylül 1571 tarihli Padişah II. Selim’in fermanı ile İç Anadolu’nun Karaman Vilayetinin belirli yerlerinden vasıflı ve seçilmiş Müslüman Türk aileler yerleştirilmiştir. Kıbrıs Türkleri, işte bu seçilmiş insanların genetik devamı ve torunlarıdır. Ayrıca Kıbrıs Türkleri, 1878’de başlayan İngiliz yönetimi altındaki ağır baskı ve haksızlıklara, daha sonra Rum terörü nedeniyle çektikleri acılara rağmen kimliklerine sahibiyet konusunda gösterdikleri duyarlılıkla rüştlerini ispatlamışlardır.

KIBRIS’A TEKRAR ÇIKMAMIZIN NEDENİ

Tam olarak 43 yıl önce bugün, yani 20 Temmuz 1974 tarihinde Türk Silahlı Kuvvetleri Kıbrıs’a çıktı. Bu sefer de esas neden, dinsel ve etnik farklılığı dolayısıyla ayrıma tabi tutulan, soykırıma uğratılmaya çalışılan, yüzyıllar önce devletin çıkarları için orada zorunlu olarak iskan edilen soydaşlarımızın yardımına koşmaktı.

Siz hiç AKRİTAS soykırım planını duydunuz mu? Evet, bu plan Kıbrıs’ta yaşayan Müslüman Türklerin imha planıdır. AKRİTAS, 21 Aralık 1963 tarihinde Tahtakale’de başlatılan Rum saldırılarını organize eden planın adıdır.

İFESTOS

Ya İFESTOS’u?  Bu, bir harekat emridir. Harekat emri planlara istinaden yapılır ve “kim, nerede, nasıl, ne zaman, ne yapacak” ayrıntılarını içerir.

İşte İFESTOS, 400 yılı aşkın süredir adada yaşayan Müslüman Türklerin evcil hayvanları da dahil nasıl etnik temizliğe tabi tutulacağını, köy köy ve hane hane olarak nerelere topluca gömüleceğini içeren harekat emrinin adıdır.

“ERMENİ SOYKIRIMI” YALANI!

Bu planlar ve emirler ele geçirildi, imzalı ve inkar edilemez kanıtlar olarak dünya tarihinde yerini çoktan aldı!

Nerede bizim işbirlikçilerimiz ve hainlerimiz? Onlar içeriden, diğerleri (emperyalizm ve Ermeni Diasporası) dışarıdan, dört koldan çalışmalarına rağmen “Sözde Ermeni Soykırımını” kanıtlayacak böyle bir belge bulamadılar! Bu bir yalan!

HER TARAFTA BÖLÜNME İSTENİYOR!

Bakınız, 1990 sonrası yeni dünya düzeninde sadece Avrupa’da bile Yugoslavya’dan yedi, Çekoslovakya’dan iki yeni bağımsız devlet ortaya çıktı. Bu yeni devletlerin halkları etnik veya dinsel olarak birbirine çok yakın olmasına rağmen emperyalizmin çıkarları için ayrıştırıldı. Bölünmeler günümüzde bile hala devam ediyor. Sudan bölündü,  Libya bölünüyor, Irak ve Suriye bölünmenin arifesinde! Türkiye de bölünmeye çalışılan ülkeler arasında.

Ne diyorsunuz, emperyalizm bütün dünyada, hatta bizim ülkemizde bile bölünmeyi teşvik ederken, niye Kıbrıs’ta ayrı etnik, dinsel, kültürel kökenden gelmelerine ve aralarında evrenin en büyük suçu sayılan soykırıma uğrama/uğratma teşebbüsü acısı yaşanmasına rağmen Türkler ile Rumlar arasında bütünleşmeyi istiyor?

KIBRIS’TA YAŞAMSAL ÇIKARLARIMIZ VAR!

Çünkü emperyalizm, Türkiye gibi jeopolitik bir devin Kıbrıs gibi jeopolitik bir varlıkla buluşmasını istememektedir. Birleşme ve bütünleşme hikaye olup, malı götürmeye çalışmaktadırlar. Kıbrıs Türküne layık gördükleri, zaman içinde asimilasyona ve göçe uğratacakları azınlık hakkıdır.

Kıbrıs ülkemiz için yaşamsal ve çıkarsal öneme sahiptir. Bunun dışındaki görüşler ya kötü niyetlidir, ya satın alınmıştır ya da arkasında bilgi, tarihi derinlik, deneyim ve birikimi yoktur.

YAŞASIN KUZEY KIBRIS TÜRK CUMHURİYETİ

Bu arada biliyor muydunuz, Kıbrıs’ın etrafında tespit edilen yüksek kapasiteli fosil enerji kaynaklarının ABD, AB ve İsrail’in ilgisini çektiğini ve bölgede Türkiye’nin 100 yılına yetecek kadar petrol ve doğal gaz rezervi olduğunu?

Yaşasın Kıbrıs Türk’ü, yaşasın Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, yaşasın Türkiye Cumhuriyeti! Ne Mutlu Türk’üm diyene!

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir