BARIŞ DENİZİ KARADENİZ
Mustafa CEYHAN
Gelen düşman değil, biziz.” (Donanma Marşı’ndan)
Montrö Boğazlar Sözleşmesi’nden bu yana bir barış denizi olan Karadeniz’de sular iyice ısındı. ABD ve AB’nin yavaş yavaş uygulamaya koyduğu Rusya’yı çevirme politikasında yeni bir aşamaya gelindi. Gürcistan, Bulgaristan ve Romanya’dan sonra, şimdi de Ukrayna’nın bu çevirme eylemine alet edildiklerini görüyoruz. Ukrayna, daha düne kadar SSCB’nin bir parçası ve Bağımsız Devletler Topluluğunun bir üyesiydi. Yüzlerce yıllık birlikte yaşama ve yönetme kültürü içinde olan Rusya ve Ukrayna’nın öngörüsüz devlet yöneticilerinin elinde bu durumlara düşmesi elbette ki istenmezdi. Ancak Ukrayna’nın, bu emperyalist planın çevreleme eylemine son halka olarak takılması bardağı taşırmıştır. Ukrayna’nın NATO’ya girişi, Rusya için çok önemli bir güvenlik sorunu olacaktı. Batılı ülkeler bunu şiddetle arzulamaktaydılar. Kiev’e konuşlanacak ABD füzeleri, çok yakındaki Moskova için tam bir tehdit oluşturacaktı.
Ukrayna’nın tecrübesiz yönetimi bunu göremedi ve ABD ile AB’nin tatlı masallarına inandı. Nitekim, Rusya Ukrayna’ya girince, Ukrayna yöneticileri arkalarında Ne ABD’yi ne de AB’yi bulabildi. Şimdi gerçeklerle yüzleştiler sanırım.
Karadeniz, Montrö Boğazlar Sözleşmesi gereği ABD’nin donanma bulunduramadığı tek denizdi. Rusya, ABD’nin başlattığı bu çevirme eyleminin önünü kesmek istiyor. Bunu engelleyemezse, Karadeniz yakın bir gelecekte bir barış denizi olmaktan çıkacaktır. ABD; Gürcistan, Bulgaristan ve Romanya’dan sonra Ukrayna’ya da konuşlanacak ve Nato üyesi bir Ukrayna ile Moskova’nın burnunun dibine kadar yanaşacaktır. Karadeniz artık, ABD ve Rus donanmalarının cirit attığı, her gün gerginliklerin ya da çatışmaların yaşandığı bir deniz haline dönüşecektir.
Gelişmeleri izlerken, bu öngörüden uzak değerlendirmeler yapanları hayretle izliyorum. Yakın geçmişte ABD’nin “Arap Baharı” diyerek; Tunus, Libya, Mısır, Irak ve Suriye’de ortalığı kan gölüne çevirmesine bir şey söylemeyenlerin ya da alkışlayanların; Karadeniz’i yakın bir gelecekte ateş çemberine döndürecek politikalara bilerek veya bilmeyerek destek olduklarını görüyoruz. İran, bu politikaları doğru okumaktadır. Rusya’yı bir müdahale yapma zorunda bırakan gelişmeleri iyice irdelemeden yapılan değerlendirmeler veya ortaya konulan tavırlar isabetli olmayacaktır.
Yanı başımızda ateş ve kan görmek istemiyoruz. Biliyoruz ki; Karadeniz’de çıkacak bir yangın en fazla bize zarar verecektir. Elbette ki, binlerce kez “Savaşa Hayır!..” diyoruz. Ancak bu bakışımız emperyalist yayılmacılığa olan karşı duruşumuzu değiştiremez. ABD ve AB’nin yayılma politikalarına çanak tutamayız.
Bizim bakışımızı, yıllar öncesinden Bilge Atatürk altın harflerle tarih sayfalarına yazmıştır:
“YURTTA BARIŞ; DÜNYADA BARIŞ.”
Mustafa CEYHAN